Prof. Dr. Oktay Avcı ile Prof. Dr. Sinan Taş, 'Cyclopamine' adlı maddeyi kullanarak deri kanseri ve sedefi tedavi etti. Aynı maddenin kanserlerin yüzde 80'ini iyileştirebileceğini de keşfettiler. Türk bilimadamlarının buluşu Avrupa Patent Ofisi tarafından onaylandı. Bilim adamlarımız şimdi tedavi yönteminin lisans kullanım hakkını satın almak için 9 uluslararası ilaç deviyle görüşüyor...
Türkiye sedef hastalığının tedavisini gerçekleştiren iki Türk doktorua Prof.Oktay Avcı ve Prof.Dr.Sinan Taş ile gecen yıl tanıştı. Buldukları tedavi yöntemi sayesinde önce deri kanserini ardından sedefin tedavisini çok kısa sürede gerçekleştirmeyi başaran doktorların Avrupa İlaç Enstitüsü'ne yaptıkları başvuru kabul edildi ve patent hakkı verildi. 9 dev ilaç firması, ilacın lisans kullanım haklarını almak için teklifte bulundu. Şimdi dünyadaki diğer patent enstitülere de patent başvurusu yapmak gerekiyor ve bu iş oldukça maliyetli. (Bir patent başvurusu 5 bin dolar) Bütün araştırmalarını kendi imkanlarıyla gerçekleştiren Prof.Oktay Avcı ve Prof.Dr. Sinan Taş işte bu noktada tıkanmış durumdalar. Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile bugün biraraya gelecek olan Prof. Avcı, buluşlarının hükümetin gündemine de taşınacağını söyledi.
* Araştırmalara nasıl başladınız?
Bir öğrencimde çok nadir görülen bir deri hastalığı vardı. Sinyal ileti yolunda bir mutasyon yani bozulma söz konusuydu. Moleküler düzeyde vücudumuzda çeşitli sinyal ileti yolları vardır. Bunu kontrol eden genlerde problem fark edildi.
* Sinyal ileti yolu nedir?
İki gen sinyal ileti yolunu oluşturuyor. Cenin halindeyken organlarımızın belli bölümlerinin gelişmesinde, simetrisinde ve hücrelerin çoğalmasında çok önemli rolü vardır sinyal ileti yolunun. Bunu oluşturan genlerdeki değişiklikler önemli hastalıkların meydana gelmesine neden oluyor.
* Sizi araştırma yapmaya öğrencinizin hastalığı itti yani?
Tedavisi yoktu sorununun. Ne yapılabilir diye düşünürken, moleküler genetik ağırlıklı çalışan biyokimya departmanındaki Prof. Sinan Taş biliyordur diye düşündüm. Cyclopamine adlı maddenin daha önceki araştırmalardan hücre üzerinde bazı etkileri olduğu biliniyordu. Deri kanserini model alarak çalışmaya karar verdik. Bu madde, Türkiye'de olmadığı için Amerika'da çalıştığı bir meslektaşımızdan istedik.
* Öğrenciniz ne yaptı?
'Deneysel bir tedavi olacak sen düşün taşın senden yazılı izin alacağız, ne olur bilmiyoruz'dedik. Öğrencim düşündü taşındı, 'yaptırmayacağım' dedi. İyi dedik, madde de elimizde kaldı ne yapacağız biz şimdi! Deri kanserini model alalım dedik.
* Neler yaptınız?
1,5 yıl araştırma yaptık, yan etkisi olacak mı diye kendi parmaklarımızda denedik, aylarca izlemeye devam ettik, baktık bir şey olmuyor, tamam dedik. İzlemeye devam ederken fakülte dışında, hiçbir hastamı kullanmadan, muayenehanesi olan arkadaşlarımın yolladığı sedef hastaları ile tamamen bütün maddi finansmanını kendimiz karşılayarak bu çalışmaları gerçekleştirdik.
* Kaç hasta üzerinde çalıştınız?
Toplam 7 tümör üzerinde çalıştık. Kullandığımız madde tümörleri çok hızlı çökertiyordu ve hücreleri de normale doğru farklılaştırıyordu. Bu etkisini yaparken hiçbir yan etki oluşturmadı, kök hücrede değişiklik meydana getirmedi.
* Ne kadar zamanda iyileşme sağlandı?
3-5 günde tedavi gerçekleşti.
* Ne oldu da sedef üzerinde de çalıştınız?
Deri kanseri çalışmasından çıkan veriler nedeniyle sedef hastalığında da etkili olabileceğini gördük. Çünkü sedefte de hücreler aşırı çoğalmış ve normalden farklı bir konuma geçmiştir. Böylece 8 sedef hastası üzerinde de çalışma yaptık.
* Denek olmayı kabul ettiler mi?
Helsinki deklerasyonunun bütün kurallarına uyarak çalıştık. Sedef hastaları geldiler ortamı gördüler, 'Bu bir araştırmadır, uygun görürseniz katılabilirsiniz'dedik. Kağıdı okuyunca vazgeçenler de oldu. Daha sonra kabul eden hastalarla deneyleri gerçekleştirdik. Çalışmaları yaparken Ege Tıp Fakültesi ve Ankara Tıp Fakültesi'nin laboratuvarlarından yararlandık.
* Ve sonuç?
Hiçbir yan etkisi olmayan bir tedavi sağladık. Sedef hastalığının şu anki tedavilerle en erken tedavi süresi 6-8 hafta. Bulduğumuz tedaviyle bu süre 1 güne de indirebiliyor. En fazla 4 günde hastalığı ortadan kaldırıyor.
* Peki aynı maddenin kanseri tedavi edebileceği sonucuna nasıl vardınız?
Çünkü insan kanserlerinin yüzde 80'i epidal doku kökenlidir. Deri kanserleri de bunlardan biridir. Deri kanserini ideal bir tedavi yapmayı başardık. Böylece diğer tümörlerin de tedavisi mümkün olabilecek.
* Diğer tedavilerden farkı nedir?
Kanser kemoterapisinde ideal tedavinin 3 özelliği vardır. Yan etkisi olmayacak, çok efektif biçimde tümör hücrelerini öldürecek ve aynı zamanda tümör dokusundaki hücreler normal hücrelere doğru farklılaştıracaktır. Şimdiye kadar yapılan seçici tedaviler değildi. Bu nedenle yan etkileri ortaya çıkıyordu.
* Nasıl yani?
İnsanlar kanser tedavisi görüyor saçları dökülüyor, kemik iliğinde problemler çıkıyor. Hastayı kurtarsanız bile daha sonraki yıllarda bir başka kanser ortaya çıkabiliyor. Yapılan tedavilerin neticesinde oluyor bunlar.
* Toplam 15 hasta üzerine deney yapmışsınız, patent alırken bu sayı az değil mi?
Binlerce hasta üzerinde denenir diye biliyoruz?
Bilimsel araştırmaların faz diye adlandırdığımız evreleri vardır. Faz 1 hayvanlar üzerinde yapılır. Bizim kullandığımız yöntem daha önce hayvanlar üzerinde denenmiş ancak eksik yanları vardı. Biz Faz 2'yi gerçekleştirdik. Az sayıda hasta ile deneyler yaptık. Şimdi Faz 3'ün tamamlanması ve binlerce hasta üzerine denenmesi gerekiyor. Bu da lisans anlaşmaları yapıldıktan büyük kuruluşlar tarafından yapılır.
* İlaç ne zaman piyasada olur?
3-5 sene sonra piyada olur.
* Neden o kadar uzun sürüyor?
Türkiye Avrupa Patent Konvansiyonu'na taraf olmuş bir ülke Avrupa Patent Ofisi'ne başvurduk ve patent hakkı verildi. Ama sadece bu değil diğer enstitülerden de patent almak gerekiyor. Bundan sonra yapılacak şey tek tek 26 Avrupa ülkesi ve diğer ülkelerde patent ofislerine başvurmak. Türk Patent Enstitüsü de iki hafta sonra kendi bülteninde açıklayacak ve patent haklarının verildiğini söylecek.
Tülay ŞUBATLI / Vatan
Türkiye sedef hastalığının tedavisini gerçekleştiren iki Türk doktorua Prof.Oktay Avcı ve Prof.Dr.Sinan Taş ile gecen yıl tanıştı. Buldukları tedavi yöntemi sayesinde önce deri kanserini ardından sedefin tedavisini çok kısa sürede gerçekleştirmeyi başaran doktorların Avrupa İlaç Enstitüsü'ne yaptıkları başvuru kabul edildi ve patent hakkı verildi. 9 dev ilaç firması, ilacın lisans kullanım haklarını almak için teklifte bulundu. Şimdi dünyadaki diğer patent enstitülere de patent başvurusu yapmak gerekiyor ve bu iş oldukça maliyetli. (Bir patent başvurusu 5 bin dolar) Bütün araştırmalarını kendi imkanlarıyla gerçekleştiren Prof.Oktay Avcı ve Prof.Dr. Sinan Taş işte bu noktada tıkanmış durumdalar. Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile bugün biraraya gelecek olan Prof. Avcı, buluşlarının hükümetin gündemine de taşınacağını söyledi.
* Araştırmalara nasıl başladınız?
Bir öğrencimde çok nadir görülen bir deri hastalığı vardı. Sinyal ileti yolunda bir mutasyon yani bozulma söz konusuydu. Moleküler düzeyde vücudumuzda çeşitli sinyal ileti yolları vardır. Bunu kontrol eden genlerde problem fark edildi.
* Sinyal ileti yolu nedir?
İki gen sinyal ileti yolunu oluşturuyor. Cenin halindeyken organlarımızın belli bölümlerinin gelişmesinde, simetrisinde ve hücrelerin çoğalmasında çok önemli rolü vardır sinyal ileti yolunun. Bunu oluşturan genlerdeki değişiklikler önemli hastalıkların meydana gelmesine neden oluyor.
* Sizi araştırma yapmaya öğrencinizin hastalığı itti yani?
Tedavisi yoktu sorununun. Ne yapılabilir diye düşünürken, moleküler genetik ağırlıklı çalışan biyokimya departmanındaki Prof. Sinan Taş biliyordur diye düşündüm. Cyclopamine adlı maddenin daha önceki araştırmalardan hücre üzerinde bazı etkileri olduğu biliniyordu. Deri kanserini model alarak çalışmaya karar verdik. Bu madde, Türkiye'de olmadığı için Amerika'da çalıştığı bir meslektaşımızdan istedik.
* Öğrenciniz ne yaptı?
'Deneysel bir tedavi olacak sen düşün taşın senden yazılı izin alacağız, ne olur bilmiyoruz'dedik. Öğrencim düşündü taşındı, 'yaptırmayacağım' dedi. İyi dedik, madde de elimizde kaldı ne yapacağız biz şimdi! Deri kanserini model alalım dedik.
* Neler yaptınız?
1,5 yıl araştırma yaptık, yan etkisi olacak mı diye kendi parmaklarımızda denedik, aylarca izlemeye devam ettik, baktık bir şey olmuyor, tamam dedik. İzlemeye devam ederken fakülte dışında, hiçbir hastamı kullanmadan, muayenehanesi olan arkadaşlarımın yolladığı sedef hastaları ile tamamen bütün maddi finansmanını kendimiz karşılayarak bu çalışmaları gerçekleştirdik.
* Kaç hasta üzerinde çalıştınız?
Toplam 7 tümör üzerinde çalıştık. Kullandığımız madde tümörleri çok hızlı çökertiyordu ve hücreleri de normale doğru farklılaştırıyordu. Bu etkisini yaparken hiçbir yan etki oluşturmadı, kök hücrede değişiklik meydana getirmedi.
* Ne kadar zamanda iyileşme sağlandı?
3-5 günde tedavi gerçekleşti.
* Ne oldu da sedef üzerinde de çalıştınız?
Deri kanseri çalışmasından çıkan veriler nedeniyle sedef hastalığında da etkili olabileceğini gördük. Çünkü sedefte de hücreler aşırı çoğalmış ve normalden farklı bir konuma geçmiştir. Böylece 8 sedef hastası üzerinde de çalışma yaptık.
* Denek olmayı kabul ettiler mi?
Helsinki deklerasyonunun bütün kurallarına uyarak çalıştık. Sedef hastaları geldiler ortamı gördüler, 'Bu bir araştırmadır, uygun görürseniz katılabilirsiniz'dedik. Kağıdı okuyunca vazgeçenler de oldu. Daha sonra kabul eden hastalarla deneyleri gerçekleştirdik. Çalışmaları yaparken Ege Tıp Fakültesi ve Ankara Tıp Fakültesi'nin laboratuvarlarından yararlandık.
* Ve sonuç?
Hiçbir yan etkisi olmayan bir tedavi sağladık. Sedef hastalığının şu anki tedavilerle en erken tedavi süresi 6-8 hafta. Bulduğumuz tedaviyle bu süre 1 güne de indirebiliyor. En fazla 4 günde hastalığı ortadan kaldırıyor.
* Peki aynı maddenin kanseri tedavi edebileceği sonucuna nasıl vardınız?
Çünkü insan kanserlerinin yüzde 80'i epidal doku kökenlidir. Deri kanserleri de bunlardan biridir. Deri kanserini ideal bir tedavi yapmayı başardık. Böylece diğer tümörlerin de tedavisi mümkün olabilecek.
* Diğer tedavilerden farkı nedir?
Kanser kemoterapisinde ideal tedavinin 3 özelliği vardır. Yan etkisi olmayacak, çok efektif biçimde tümör hücrelerini öldürecek ve aynı zamanda tümör dokusundaki hücreler normal hücrelere doğru farklılaştıracaktır. Şimdiye kadar yapılan seçici tedaviler değildi. Bu nedenle yan etkileri ortaya çıkıyordu.
* Nasıl yani?
İnsanlar kanser tedavisi görüyor saçları dökülüyor, kemik iliğinde problemler çıkıyor. Hastayı kurtarsanız bile daha sonraki yıllarda bir başka kanser ortaya çıkabiliyor. Yapılan tedavilerin neticesinde oluyor bunlar.
* Toplam 15 hasta üzerine deney yapmışsınız, patent alırken bu sayı az değil mi?
Binlerce hasta üzerinde denenir diye biliyoruz?
Bilimsel araştırmaların faz diye adlandırdığımız evreleri vardır. Faz 1 hayvanlar üzerinde yapılır. Bizim kullandığımız yöntem daha önce hayvanlar üzerinde denenmiş ancak eksik yanları vardı. Biz Faz 2'yi gerçekleştirdik. Az sayıda hasta ile deneyler yaptık. Şimdi Faz 3'ün tamamlanması ve binlerce hasta üzerine denenmesi gerekiyor. Bu da lisans anlaşmaları yapıldıktan büyük kuruluşlar tarafından yapılır.
* İlaç ne zaman piyasada olur?
3-5 sene sonra piyada olur.
* Neden o kadar uzun sürüyor?
Türkiye Avrupa Patent Konvansiyonu'na taraf olmuş bir ülke Avrupa Patent Ofisi'ne başvurduk ve patent hakkı verildi. Ama sadece bu değil diğer enstitülerden de patent almak gerekiyor. Bundan sonra yapılacak şey tek tek 26 Avrupa ülkesi ve diğer ülkelerde patent ofislerine başvurmak. Türk Patent Enstitüsü de iki hafta sonra kendi bülteninde açıklayacak ve patent haklarının verildiğini söylecek.
Tülay ŞUBATLI / Vatan
Yorumlar