Ey pozitif düşünce insanları!


Her insan kendi mücadele yöntemini kendi bireysel özelliklerine göre şekillendirir; kişilik, inanç sistemi, değerler, dünyaya bakışı... Belli ki insan kanser yolculuğunun her basamağında bunları kendi lehine rol oynayacak şekilde kullanıyor veya kullanamıyor. Kendisini savaşı kaybetmiş gibi hisseden de vardır, kazanmış gibi hisseden de... ve mutlaka arafta da birileri kalmıştır. Şu bir gerçek ki birçok hasta için kanser, yaşadığı en zor ve en korkutucu deneyimdir. Ama herkesin başa çıkma yöntemi kendine göredir. Biri “pozitif düşünce” yolunu seçerken, bir başkası “sessiz kalmayı” seçebilir. Peki sessiz kalmayı seçenin gerçekte mücadele etmediğini, vazgeçmediğini kim iddia edebilir.

Bazı kitaplarda –ki bunlar çoğunlukla kendine yardım türü kitaplar- kişinin kansere kendisinin sebep olduğu, sürekli kendisiyle mücadele eden, kendisini yiyen, gerçekte ölmeyi isteyen kişilerde tümör oluştuğu gibi yazılara rastlıyorum. Diyelim ki doğru! Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? O zaman ben de derim ki bu tümörleri kişinin içine giren kötü huylu bir cin yapıyor. İki olasılık da eşit değil mi? Ha?

Hastalık zaten insanı yalnızlaştıran bir şey. Bir kanserli olan sen varsın, bir de sağlıklı diğerleri... Tüm bunların üstüne bir de kendini suçlu hissedeceksen bu nasıl olumlama ey pozitif düşünce ve sevgi insanları? Evet herkes ve hepiniz bizim iyiliğimizi istiyorsunuz, bunu biliyoruz. Ama allahın her günü ve dakikası “olumlu” düşünceler içinde olmamızı beklemeyin. Güneş bile günün yarısında ortalarda yok!

Yorumlar